Aram Dîkran, müziğiyle Kürt halkının duygularını, acılarını ve sevinçlerini dünyaya duyuran büyük bir sanatçıdır. Onun şarkıları, kalplerimizde derin izler bırakmış ve kültürümüzün yaşatılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Aram Dîkran, 1934 yılında Suriye’nin Qamışlo kentinde bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yaşamı boyunca hem Ermeni hem de Kürt halkının kültürel zenginliklerini bir araya getirerek eşsiz bir müzik mirası yarattı. Müziğe olan ilgisi, genç yaşlarda babasından öğrendiği geleneksel halk ezgileriyle başladı ve bu ilgi, onu halkının sesi olmaya teşvik etti.
Aram Dîkran, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda halkların barış ve kardeşlik mesajlarını müzikle ileten bir kültür elçisiydi. İlk albümünü 1966 yılında çıkardı ve bu tarihten sonra Kürtçe, Ermenice, Arapça, Süryanice ve Türkçe dillerinde birçok eser ortaya koydu. Şarkıları, özellikle sürgün, hasret ve özgürlük temalarını işlerken, Kürt halkının yaşadığı acıları ve direniş ruhunu dünyanın dört bir yanına taşıdı. "Ey Feratê", "Hevalê Baranê" ve "Evîna Stranan" gibi eserleriyle halkın gönlünde taht kurdu.
Aram Dîkran, 1934 yılında Suriye’nin Qamışlo kentinde bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yaşamı boyunca hem Ermeni hem de Kürt halkının kültürel zenginliklerini bir araya getirerek eşsiz bir müzik mirası yarattı. Müziğe olan ilgisi, genç yaşlarda babasından öğrendiği geleneksel halk ezgileriyle başladı ve bu ilgi, onu halkının sesi olmaya teşvik etti. Aram Dîkran, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda halkların barış ve kardeşlik mesajlarını müzikle ileten bir kültür elçisiydi. İlk albümünü 1966 yılında çıkardı ve bu tarihten sonra Kürtçe, Ermenice, Arapça, Süryanice ve Türkçe dillerinde birçok eser ortaya koydu. Şarkıları, özellikle sürgün, hasret ve özgürlük temalarını işlerken, Kürt halkının yaşadığı acıları ve direniş ruhunu dünyanın dört bir yanına taşıdı. "Ey Feratê", "Hevalê Baranê" ve "Evîna Stranan" gibi eserleriyle halkın gönlünde taht kurdu. 1978 yılında Yunanistan’a yerleşen Aram Dîkran, burada müzik kariyerine devam etti ve Kürt halkının kültürüne katkı sağladı. Kürt müziğinin yasaklandığı dönemlerde bile, sanatını cesurca icra ederek halkının sesi olmaktan vazgeçmedi. Onun müziği, Kürt halkının diline, kültürüne ve kimliğine yönelik baskılara karşı bir direniş aracı oldu.1934 yılında Diyarbakır’da Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Aram Dîkran, müziğe olan tutkusunu çocuk yaşlarda keşfetti. Ailesinin ve çevresinin zengin kültürel mirası, onun sanat anlayışını şekillendirdi. Bağlama ve ud gibi enstrümanları çalmayı öğrenerek, geleneksel Kürt ve Ermeni ezgilerini seslendirmeye başladı. 1950’lerde ailesiyle birlikte Suriye’nin Kamışlı kentine taşınan Dîkran, burada müzik çalışmalarını sürdürdü. Farklı dillerde şarkılar söyleyerek, bölgenin çok kültürlü yapısını müziğine yansıttı. Onun için müzik, halkları bir araya getiren evrensel bir dil oldu.
Aram Dîkran’ın şarkıları, bizler için sadece birer ezgi değil, aynı zamanda kimliğimizin ve kültürümüzün bir yansımasıdır. Onun müziğinde halkımızın tarihi, acıları ve umutları dile gelir. Şarkılarıyla dilimize ve kültürümüze sahip çıkan Dîkran, bizlere kendi değerlerimizi hatırlatır ve gelecek nesillere aktarmamız için ilham verir. Müziğinde barış, dostluk ve insanlık temalarını işleyen sanatçı, farklı kültürler arasında bir köprü kurdu. Bu nedenle, onun eserleri sadece Kürtler için değil, tüm halklar için evrensel bir mesaj taşır.
2009 yılında aramızdan ayrılan Aram Dîkran’ın mirası, bugün de canlılığını koruyor. Onun şarkılarını dinleyerek büyüyen biz gençler, kültürümüzü ve dilimizi yaşatmak için çaba gösteriyoruz. Dîkran’ın eserleri, müziğin birleştirici gücünü ve kültürel zenginliğimizi bizlere hatırlatıyor. BBC’nin de belirttiği gibi, Aram Dîkran’ın hayatı ve müziği, farklı kültürlerin bir arada yaşamasının ve birbirini anlamasının önemini gösteriyor. Onun mirasını yaşatmak, biz gençlerin elinde ve bu sorumluluğu gururla taşıyoruz.