Diyarbakır’da Deprem Riski Yirmi Yıllık İhmalin Anatomisi

Diyarbakır, KAF ve DAF fay hatlarının birleştiği Varto-Van hattına yakın bir coğrafyada yer almaktadır. Kuzey Afrika’dan gelip Hatay, Maraş ve Elazığ hattından Varto’ya uzanan ve burada Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı’ndaki hareketler, Diyarbakır’da yıkımlara neden olabilmektedir. Son 20 yılda yaşanan Bingöl (2003), Van (2011), Elazığ (2020) ve Kahramanmaraş (2023) depremleri, Diyarbakır’da ciddi hasarlara ve can kayıplarına yol açmıştır. Bu olaylar, şehrin depreme hazırlık düzeyini ve afet yönetimi kapasitesini sorgulatan önemli uyarılar olmuştur. Diyarbakır’ın mevcut deprem hazırlık durumunu ve alınması gereken önlemleri anlamak, gelecekte yaşanabilecek olası felaketlerin etkilerini azaltmak için kritik önem taşımaktadır.

1975 Lice Depremi

1975 yılında Lice’de meydana gelen deprem, bölgemizde büyük yıkımlara neden oldu. 6 Eylül 1975’te yerel saatle 12:20’de gerçekleşen 6.7 büyüklüğündeki deprem, 2.311 kişinin hayatını kaybetmesine ve 5.555 evin yıkılmasına yol açtı. Lice’deki mahallelerin büyük bir kısmı tamamen tahrip oldu ve bölgedeki yapılar ciddi hasar gördü. Bu deprem, Afrika ve Avrasya plakalarının çarpışması sonucu oluşan jeolojik hareketler nedeniyle meydana geldi. Bitlis fay hattındaki hareketlenmeler bu depreme neden oldu ve artçı sarsıntılar bir ay boyunca devam etti, bölgedeki jeolojik yapı ciddi şekilde etkilendi.

Hükümetin Geç Müdahalesi:

Depremin ardından hükümetin müdahalesi yeterince hızlı ve etkili değildi. İlk etapta yeterli yardımın ulaştırılmaması ve kurtarma çalışmalarının yetersizliği, halk arasında büyük tepkilere neden oldu. Dönemin hükümeti, depremzedelere yönelik destek ve yeniden yapılandırma projelerinde eksik ve yavaş kaldı. ilk yardımlar yetersiz kaldığında  uluslararası yardımlar devreye girdi Suudi Arabistan gibi ülkelerden önemli miktarda mali destek sağlandı ve yabancı kuruluşlardan gelen gıda ve diğer yardım malzemeleri bölge halkına dağıtıldı.  1975 Lice depremi, büyük yıkımlara ve can kayıplarına yol açarken, hükümetin müdahale sürecindeki eksiklikleri de gözler önüne serilmişti. Uluslararası yardımların devreye girmesiyle birlikte, bölgedeki insanlar için yeni evler ve altyapı projeleri gerçekleştirilmiş, ancak bu süreçte hükümetin yetersizliği halk arasında büyük tepkilere neden olmuştur.

2003 Bingöl Depremi: Etkiler, Sorumluluklar ve Alınmayan Dersler

Tarih: 1 Mayıs 2003
Büyüklük: 6.4
Etkileri: 2003 Bingöl depremi Çeltiksuyu’ndaki yatılı okulun çökmesi sonucu 84 öğrenci dahil toplam 176 kişi hayatını kaybetti, 625 kişi yaralandı ve 308 bina tamamen yıkıldı. Deprem, Bingöl’ün kuzeydoğusunda 6.4 büyüklüğünde meydana geldi ve özellikle kentin doğu kesiminde ağır hasara yol açtı.

Kürt Siyasetçilerin Gözünden 2003 Bingöl Depremi:

Ahmet Türk:

 Ahmet Türk, hükümetin afet yönetimindeki yetersizliklerini sert bir şekilde eleştirdi. Türk, yardım çalışmalarının yetersizliğini ve koordinasyon eksikliğini vurguladı. Bingöl ve çevresindeki köylerde yaşayan Kürt vatandaşların yeterince desteklenmediğini belirtti ve bölgeye yönelik ayrımcı politikaların can kayıplarını artırdığını ifade etti​.

Aysel Tuğluk : Tuğluk, deprem sonrası yardım çalışmalarındaki koordinasyon eksikliklerine dikkat çekti. Diyarbakır-Bingöl karayolunun kapatılması ve yardım araçlarının geçişinin engellenmesi nedeniyle, yardım çalışmalarının büyük ölçüde aksadığını belirtti. Ayrıca, yapı denetimlerinin yetersiz olduğunu ve bu durumun büyük can kayıplarına neden olduğunu vurguladı​.

Selahattin Demirtaş : Demirtaş, hükümetin afet yönetimi konusundaki hazırlıksızlığını ve ihmallerini eleştirerek, depremzedelerin acılarının politik nedenlerle daha da arttığını ifade etti. Yardımların zamanında ve yeterli miktarda ulaştırılmamasını eleştirdi ve bu durumun hükümetin koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığını belirtti​.

Ana Muhalefet Partisi Lideri Eleştirileri:

Deniz Baykal (CHP): Baykal, hükümetin deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarındaki eksikliklerini eleştirdi. Afet yönetimi konusunda hükümetin hazırlıksız olduğunu ve depremzedelerin ihtiyaçlarının zamanında karşılanamadığını belirtti. Ayrıca, hükümetin yapı denetimleri konusundaki yetersizliklerinin büyük can kayıplarına neden olduğunu vurguladı​.

Tarih: 23 Ekim 2011
Büyüklük: 7.1
Etkileri: Van’da meydana gelen depremde 644 kişi hayatını kaybetti, 1,966 kişi yaralandı ve binlerce bina kullanılamaz hale geldi. Deprem, Van ve çevresindeki illerde geniş çaplı yıkıma neden oldu. Elektrik ve telefon hatları kesildi, yollar çöktü ve su boru hatları zarar gördü. Deprem sonrası birçok kişi evsiz kaldı ve bölgeden göç etmek zorunda kaldı.

Gültan Kışanak (BDP):

Kışanak, hükümetin deprem sonrası yardım çalışmalarındaki eksikliklerini sert bir dille eleştirdi. Yardımların zamanında ulaştırılamaması ve koordinasyon eksiklikleri nedeniyle birçok kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Ayrıca, yapı denetimlerinin yetersiz olduğunu ve bu durumun büyük can kayıplarına yol açtığını vurguladı.

Sırrı Sakık (BDP):

 Sakık, deprem sonrası hükümetin bölgeye yönelik yardım çalışmalarının yetersizliğini eleştirdi. Depremzedelere yönelik ayrımcı politikaların kabul edilemez olduğunu belirtti ve hükümetin afet yönetimi konusundaki hazırlıksızlığını vurguladı.

Figen Yüksekdağ (HDP):

Yüksekdağ, hükümetin deprem sonrası yardım çalışmalarında yeterli koordinasyonu sağlayamadığını ve bu durumun büyük can kayıplarına yol açtığını belirtti. Ayrıca, yapı denetimlerinin yetersizliğini eleştirerek depremzedelerin yaşadığı acıların hükümetin ihmallerinden kaynaklandığını ifade etti.

Kemal Kılıçdaroğlu (CHP):

Kılıçdaroğlu, hükümetin deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarındaki eksikliklerini eleştirdi. Afet yönetimi konusunda hükümetin daha iyi hazırlık yapması gerektiğini vurguladı ve depremzedelerin ihtiyaçlarının zamanında karşılanmamasının kabul edilemez olduğunu belirtti.

 

Duygu Canbaş ve Müge Anlı'nın Van Depremi Açıklamaları Üzerine Bir Değerlendirme:

 Habertürk spikeri Duygu Canbaş, Van depremi sonrasında canlı yayında “Deprem her ne kadar Van’da da olsa hepimiz üzüldük” şeklinde bir ifade kullandı. Bu sözler, sosyal medyada ve kamuoyunda büyük tepki çekti. Duygu Canbaş’ın bu açıklaması, Kürt toplumu tarafından derin bir hayal kırıklığı ve öfkeyle karşılanmıştır. Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde meydana gelen bir felaket, ülkenin tamamını derinden etkilerken, “her ne kadar Van’da da olsa” ifadesi, Van’ın ve dolayısıyla Kürtlerin acısının diğer bölgelerden daha az önemli olduğu izlenimini vermektedir. Bu tür söylemler, Kürt toplumunun ülke içerisindeki eşitliğini ve haklarını sorgulayan ayrımcı bir dilin yansıması olarak görülmektedir. Bu açıklama, Kürt halkının yaşadığı acıların küçümsendiği ve ötekileştirildiği hissini pekiştirmiştir. Van’da yaşanan deprem, Kürtler için sadece bir doğal afet değil, aynı zamanda uzun süredir devam eden ayrımcı politikaların ve ihmallerin bir sonucudur. Canbaş’ın ifadeleri, bu acıyı derinleştiren bir unsur olmuştur. Kürt toplumunun, ülkenin diğer kesimleriyle eşit muamele görme talebi, bu tür söylemlerle daha da haklı bir zemine oturmakta.

Müge Anlı, “Herkes haddini bilecek. Yeri geldi mi taş atacaksınız, kuş avlar gibi avlayacaksınız sonra yardım isteyeceksiniz” ifadelerini kullanarak, Van’daki depremzedelere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Müge Anlı’nın Van depremi sonrasında sarf ettiği bu sözler, Kürt toplumu tarafından büyük bir öfke ve kınama ile karşılanmıştır. Anlı’nın, deprem gibi büyük bir felaketin ardından mağdurlara yönelik bu kadar sert ve ötekileştirici bir dil kullanması, Kürt toplumunun sürekli olarak maruz kaldığı ayrımcılığın ve ötekileştirmenin bir yansımasıdır. Depremzedeler zaten büyük bir acı ve kayıp yaşarken, onları taş atan kişilerle özdeşleştirmek ve bu tür sert ifadelerle eleştirmek, hem insani hem de etik açıdan büyük bir yanlış.

Anlı’nın bu söylemi, Kürt toplumunun tarih boyunca maruz kaldığı ayrımcı ve baskıcı politikaların devamı olarak algılanmıştır. Bu tür açıklamalar, Kürt halkının eşit vatandaşlık haklarını zedeleyen ve toplumsal barışı tehdit eden söylemlerdir. Anlı’nın açıklamaları, Kürt halkının yaşadığı acıların küçümsendiği ve haklı taleplerinin görmezden gelindiği bir atmosfer yaratmaktadır. Bu tür ifadeler, sadece bireysel bir gaf olarak değerlendirilmemeli, aynı zamanda Kürt toplumuna yönelik sistematik ayrımcılığın bir parçası olarak ele alınmalıdır. Bu açıklamaların ardından gelen tepkiler, Kürt toplumunun yaşadığı derin hayal kırıklığını ve öfkeyi gözler önüne sermektedir. Kürtler, deprem gibi doğal afetler sonrasında dahi ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalmaktan dolayı büyük bir haklı bir öfke durumu yaşamaktadır..

Elazığ Depremi: Hazırlıksızlığın Bedeli

    • Tarih: 24 Ocak 2020
      Büyüklük: 6.8
      Etkileri: Elazığ’da meydana gelen depremde 41 kişi hayatını kaybetti, 1,607 kişi yaralandı ve birçok bina hasar gördü. Deprem, Elazığ ve çevresinde büyük yıkıma yol açtı. Elektrik ve su hatları kesildi, iletişim ağları çöktü ve birçok kişi evsiz kaldı. Kurtarma çalışmaları günler sürdü ve bölgeye geniş çaplı yardımlar gönderildi.

    • Mithat Sancar (HDP):
    • Sancar, hükümetin deprem öncesi hazırlıklarının yetersiz olduğunu ve yapı denetimlerinin eksik yapıldığını belirtti. Deprem sonrası yardım çalışmalarında koordinasyon eksikliklerinin olduğunu ve bu durumun can kayıplarını artırdığını vurguladı.

    • Pervin Buldan (HDP):
    • Buldan, deprem sonrası yardım çalışmalarındaki yetersizlikleri eleştirerek hükümetin afet yönetimi konusundaki hazırlıksızlığını vurguladı. Ayrıca, depremzedelere yönelik ayrımcı uygulamaların kabul edilemez olduğunu belirtti.
    • Garo Paylan (HDP):
    • Paylan, yapı denetimlerinin yetersizliğini ve hükümetin deprem öncesi yeterli önlemleri almadığını eleştirdi. Deprem sonrası yardım çalışmalarında koordinasyon eksikliklerinin can kayıplarını artırdığını ifade etti.
    • Kemal Kılıçdaroğlu (CHP):
      Kılıçdaroğlu, hükümetin deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarındaki eksikliklerini sert bir dille eleştirdi. Hükümetin afet yönetimi konusunda daha iyi hazırlık yapması gerektiğini belirtti ve depremzedelerin ihtiyaçlarının zamanında karşılanmamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

6 Şubat 2023 Maraş Depremleri: Diyarbakır Üzerindeki Etkiler ve Eleştiriler

      • Depremler ve Etkileri:
      • Maraş depremleriyle aynı tarihte gerçekleşen Malatya depremleri de Diyarbakır’da hissedilmiş ve şehrin birçok yapısında hasara yol açmıştır. Malatya’daki depremler Diyarbakır’da büyük paniğe neden olmuş, bazı binalarda çatlaklar oluşmuş ve altyapı hizmetlerinde kesintiler yaşanmıştır.

        • Ölü ve Yaralı Sayıları:

          Türkiye genelinde 53,537 kişi hayatını kaybetmiş, 107,204 kişi yaralanmıştır.

        • Hasar:

          Depremler, Türkiye’de 34 milyar dolar doğrudan hasara yol açmıştır. Toplamda 518 bin konut yıkılmış veya ağır hasar almıştır.

        • Sosyal Etkiler:

          Yaklaşık 14 milyon kişi depremden etkilenmiş, 3 milyon kişi evini terk etmek zorunda kalmıştır.

6 Şubat 2023 Malatya Depremleri: Diyarbakır Üzerindeki Etkileri

      • Depremler ve Etkileri:
      • Maraş depremleriyle aynı tarihte gerçekleşen Malatya depremleri de Diyarbakır’da hissedilmiş ve şehrin birçok yapısında hasara yol açmıştır. Malatya’daki depremler Diyarbakır’da büyük paniğe neden olmuş, bazı binalarda çatlaklar oluşmuş ve altyapı hizmetlerinde kesintiler yaşanmıştır.

      • Ölü ve Yaralı Sayıları:

        Malatya’da 1,393 kişi hayatını kaybetmiş, 9,108 kişi yaralanmıştır.

      • Hasar:

        Malatya’da binlerce bina ağır hasar görmüş veya yıkılmıştır. Altyapı büyük ölçüde zarar görmüştür.

      • Sosyal Etkiler: Depremler, Malatya’da geniş çapta göçlere ve sosyal sorunlara yol açmıştır.

Kürt Siyasetçilerin Eleştirileri:

        • Selahattin Demirtaş (HDP): Demirtaş, Malatya depremleri sonrasında da hükümetin afet yönetimi konusundaki yetersizliklerini ve Kürt bölgelerine yönelik ihmallerini eleştirmiştir. Yardımların gecikmesi ve koordinasyon eksikliklerinin can kayıplarını artırdığını belirtmiştir.
        • Pervin Buldan (HDP): Buldan, hükümetin depreme hazırlık ve yapı denetimi konusundaki ihmallerini sert bir şekilde eleştirmiştir. Deprem sonrası yardım çalışmalarındaki aksaklıkların kabul edilemez olduğunu ifade etmiştir.
        • Garo Paylan (HDP): Paylan, hükümetin deprem öncesi yeterli önlemleri almamasını ve yapı denetimlerinin yetersizliğini eleştirerek, bu ihmallerin büyük can kayıplarına yol açtığını vurgulamıştır.
        •  
        • Bu depremler, Diyarbakır’ın depremlere karşı ne kadar hazırlıksız olduğunu ve alınması gereken önlemlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kürt siyasetçilerin eleştirileri, bölgedeki yapı denetimlerinin yetersizliğini ve afet yönetimindeki eksiklikleri vurgulamakta, bu ihmallerin gelecekte yaşanacak felaketlerde daha büyük can kayıplarına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır​ .