Acının ve Müziğin Sesi: Ayşe Şan’ın Hayatı ve Mücadelesi

Ayşe Şan, Kürt müziğinin "Taçsız Kraliçesi" olarak anılan, sesiyle milyonların yüreğine dokunan Ayşe Şan 1938 yılında Diyarbakır'da doğdu. Yaşadığı acıları, özlemleri ve toplumun sancılarını müziğine yansıtarak kendi hikayesini ve halkının duygularını şarkılarıyla dile getirmiştir. Kadın kimliği nedeniyle karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, müziğinden ve dilinden asla vazgeçmemiş, hayatı boyunca ailesinin ve toplumun baskılarına direnmiştir.

Çocukluk Yılları ve Müziğe Başlangıç

  • Ayşe Şan, 1938 yılında dünyaya geldi. Babası, dönemin tanınmış dengbêjlerinden biriydi ve bu, onun küçük yaşta müzikle tanışmasına vesile oldu. Evlerinde düzenlenen dengbêj divanlarıyla Kürt müziğini, kültürünü ve klamlarını öğrenerek doğal bir müzikal eğitim aldı. “Keşke Diyarbakır’daki evimizin duvarlarının dili olsaydı da o dengbêj gecelerini anlatsaydı,” diyerek çocukluk anılarını ve müziğe olan tutkusunu dile getirdi. Küçük yaşta baba evinde dinlediği parçalar, Ayşe Şan’ın özellikle dengbejliğe ilgisini artırdı ve babasının yolunda ilerlemeye başladı. İlk olarak mevlitlerde, ilahi ve kasideler okudu; billur sesiyle sadece kadınların bulunduğu ortamlarda sesini duyurdu ve beğeni topladı. Ancak babası, kızının dengbejlik geleneğini sürdürme isteğini hoş karşılamadı; erkeklerin bulunduğu ortamlarda stran söylemesine sıcak bakmadı. Kızının evlenip çoluk çocuğa karışmasını istedi. Babası vefat ettikten sonra, 1958 yılında ailesinin isteğiyle evlendirildi ve bu evlilikten bir kızı oldu. Ancak kendi rızası olmadan yapılan bu evlilik uzun sürmedi. Eşinden ayrıldıktan sonra ailesinin baskısı nedeniyle Diyarbakır’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Sürgünler, Kayıplar ve Mücadele

Antep’e yerleşen Ayşe Şan, burada Antep Radyosu’nda Türkçe şarkılar söyleyerek sanat hayatına başladı. Kürtçenin yasak olduğu bu dönemde, yüreğindeki Kürtçe müzik aşkı onu İstanbul’a sürükledi. 1963 yılında İstanbul’a giderek, hem Kürtçe hem de Türkçe şarkılar seslendirdiği konserler verdi. “Ez Xezal im” adlı parçasıyla büyük bir üne kavuştu, ancak Kürtçe şarkı söylediği için baskılarla karşılaştı. Bu baskılar nedeniyle 1972 yılında Almanya’ya giderek sürgün hayatı yaşamaya başladı. Almanya’da çıkardığı kasetler ve verdiği konserlerle sesini duyurdu. İlk kasetindeki “Lê Lê Ximşê”, “Lorke”, “Siverek Yollarında” ve “Gurbette” gibi şarkılarla dinleyicilerin gönlüne taht kurdu. Ancak burada da hayat onu zorluyordu; 18 aylık kızı Şehnaz’ı kaybettiğinde büyük bir yıkım yaşadı ve bu acıyı “Qederê” adlı unutulmaz şarkısında dile getirdi.

1979 yılında Bağdat’a giderek Bağdat Radyosu’nda çalışmaya başladı. Burada Mihemed Arif, Hesen Cizrawi, Tahsin Taha, Meryem Xan ve İsa Bervari gibi önemli Kürt sanatçılarıyla tanıştı ve birlikte konserler verdi. “Eyşana Elî” adıyla bilinen sanatçı, kadife, yanık ve kor gibi sesiyle insanların gönlünde taht kurdu. Diyarbakır’a dönmek istediğinde akrabalarının engeliyle karşılaştı. Annesini son bir kez görmek istemesine rağmen bu isteği yerine getirilmedi; annesinin mezarını dahi ziyaret edemedi. Bu derin acıyı “Dayikê” adlı şarkısında dile getirdi: “Bu dünyada kimsem kalmadı, kimsesizim” diyerek yakardı.

Eserleri, Mirası ve Unutulmaz "Taçsız Kraliçe"

Ayşe Şan, hayatı boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen müziğinden ve dilinden vazgeçmedi. Kendi acılarını ve toplumun sancılarını şarkılarına yansıtarak milyonların yüreğine dokundu. Söylediği parçalarda kendi hikayesini somutlaştırıyor; acısını, özlemini ve sevgisini müzik eşliğinde dile getiriyordu. İnsanların iyi vakit geçirmesi için söylediği parçalarda bile içten içe ağlıyordu. “Ölsem de Kürtçe klam okuyacağım,” diyerek diline ve müziğine olan bağlılığını gösterdi. Ayşe Şan, sadece Kürtler arasında değil, Ermeni, Arap ve Türkler arasında da sıklıkla dinleniyordu. Ağıt tarzındaki parçalarıyla derin acılardan bahsediyor, içindeki hisleri müziğe dökerek insanların yüreğine dokunuyordu. 18 Aralık 1996 tarihinde İzmir’de kanser nedeniyle hayata veda etti. Vasiyeti üzerine cenazesinin Diyarbakır’a defnedilmesi istense de bu gerçekleşmedi ve cenazesi İzmir’de az sayıda kişinin katılımıyla toprağa verildi. Yaşamı boyunca ailesinin ve toplumun baskılarına rağmen müziğini icra eden Ayşe Şan, “Taçsız Kraliçe” olarak Kürt müziğinin efsanevi isimlerinden biri olarak tarihteki yerini aldı.

 

Araştırma: Tamer Şimşek