Yazar: Veng Radyo

1925 yılında Sovyet Ermenistan’ın Elegez bölgesinde mülteci bir Kürt-Yezidi ailenin kızı olarak dünyaya gelen Sûsika Simo, Kürt müziğinin ilk kadın dengbêji olarak tarihe geçti. Eğitimine Gümrü’de başlayan Simo, daha sonra Erivan Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldı. Ancak üniversite yıllarında sosyalizmle tanışması ve kadın aydınlanmasına yönelmesi, onun hayatının seyrini değiştirdi. İçindeki asiliğin ve mücadelenin sanatla daha iyi ifade edileceğine inanarak doktorluk mesleğini bıraktı ve Kürt kültürü ile sanatı alanında görev üstlendi.

Read More

Kürt müziğinin eşsiz sesi Tahsin Taha, mücadele ve sanatla dolu yaşamında sayısız değerli esere imza attı. Kendine has gırtlak yapısı ve yorumu ile “Bêrîvanê”, “Rabe Cotyar” ve “Ey Felek” gibi ezgileri Kürt müziğine miras bırakan Taha, ölümünden yıllar sonra bile eserleriyle anılmaya devam ediyor. Sanat Hayatı ve Müziğe Katkıları  1941 yılında Duhok’un Amedîye ilçesinde yurtsever bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Taha, müzikle tanışmasını erken yaşlarda Mihemed Arif Cizrawi ve Hesenê Cizrawî’nin parçalarıyla gerçekleştirdi. 1957’de “Eşkere Nakim” adlı ilk bestesini yaparak profesyonel sanat hayatına adım atan Taha, 1958’de Bağdat Radyosu’nun Kürtçe bölümünde çalışmaya başladı ve burada seslendirdiği eserlerle tanınan bir…

Read More

Güçlü sesi ve sanatsal duruşuyla dengbêjlik geleneğinin mihenk taşlarından biri olan Meryem Xan, sadece Kürt müziğinin değil, aynı zamanda Kürt toplumsallığının da önemli bir figürüdür. Onun hayatını ve eserlerini incelemek, Kürt kültürünün derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmak demektir. Meryem Xan, sesiyle ve mücadelesiyle dengbêjlik geleneğini binyıllar boyunca ayakta tutarak toplumsal hafızanın bir parçası kılan sanatçılardan biridir. 1904 yılında Şırnak’ın Dêrgul köyünde (bazı kaynaklara göre Güçlükonak ilçesine bağlı Kêrxwer köyü) dünyaya gelen Meryem Xan, dönemin tanınmış isimlerinden Mihemed Ehmedê Boti’nin kızıydı. Dengbêjliğe önem veren bir ailede büyüyen Meryem Xan, henüz küçük yaşlarda kilam seslendirmeye ve şiir yazmaya başladı. İçinde bulunduğu toplumun…

Read More

Ayşe Şan, Kürt müziğinin “Taçsız Kraliçesi” olarak anılan, sesiyle milyonların yüreğine dokunan Ayşe Şan 1938 yılında Diyarbakır’da doğdu. Yaşadığı acıları, özlemleri ve toplumun sancılarını müziğine yansıtarak kendi hikayesini ve halkının duygularını şarkılarıyla dile getirmiştir. Kadın kimliği nedeniyle karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, müziğinden ve dilinden asla vazgeçmemiş, hayatı boyunca ailesinin ve toplumun baskılarına direnmiştir. Ayşe Şan, 1938 yılında dünyaya geldi. Babası, dönemin tanınmış dengbêjlerinden biriydi ve bu, onun küçük yaşta müzikle tanışmasına vesile oldu. Evlerinde düzenlenen dengbêj divanlarıyla Kürt müziğini, kültürünü ve klamlarını öğrenerek doğal bir müzikal eğitim aldı. “Keşke Diyarbakır’daki evimizin duvarlarının dili olsaydı da o dengbêj gecelerini anlatsaydı,” diyerek…

Read More

Diyarbakır (Amed), bölgenin en eski ve en önemli şehirlerinden biri olarak, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çekmektedir. Şehir merkezini çevreleyen Diyarbakır (Amed) Surları, sadece bölgenin savunma hattı olarak değil, aynı zamanda kültürel kimliğin de bir sembolü olarak öne çıkmaktadır. Bu yazıda, Diyarbakır (Amed) Surları’nın tarihçesi, kültürel ve mimari önemi, koruma çalışmaları, karşılaşılan zorluklar ve geleceğe yönelik projeler detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Diyarbakır (Amed) Surları’nın korunması, yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlar tarafından büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Diyarbakır (Amed) Surları’nın korunmasında çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Doğal afetler, özellikle depremler, surların yapısal bütünlüğünü tehdit etmektedir. Bölgenin deprem riski yüksek olması, restorasyon çalışmalarında…

Read More

Kürt mutfağı, hem coğrafi konumun hem de tarihsel olayların etkisiyle şekillenmiş, çeşitli lezzetlere ve geleneksel pişirme yöntemlerine sahip köklü bir mutfaktır. Geleneksel yemekler, yalnızca damak tadını değil, aynı zamanda kültürel kimliği de yansıtır. Kürt mutfağı, tarih boyunca Mezopotamya’nın verimli toprakları üzerinde şekillenmiş ve bölgenin kültürel zenginliklerini içinde barındıran bir miras olarak bugün hala canlılığını korumaktadır. Kürtler, yaşadıkları coğrafyanın doğal kaynaklarından beslenen bir yemek kültürü geliştirmişlerdir. Dağlık ve ovalık alanlardan elde edilen taze ürünlerle, hem tarımsal hem de hayvansal kaynaklara dayanan bu mutfak, çeşitlilik ve doğallıkla öne çıkar. Kürt mutfağı sadece lezzet açısından değil, aynı zamanda sosyal bağların güçlenmesi, toplumsal dayanışma…

Read More

Zılgıt, geleneksel bir çığlık olarak Kürt kültürünün önemli bir parçasıdır. Sevinç ve direnişin güçlü bir sembolü olan zılgıt, tarih boyunca farklı amaçlarla kullanılmıştır ve bugün de kültürel kimliğin bir ifadesi olarak varlığını sürdürmektedir. Zılgıt, özellikle Ortadoğu’da Kürt halkı arasında sıkça kullanılan, dilin ve nefesin hızla titretilmesiyle çıkarılan yüksek sesli bir çığlık türüdür. Kürt kültüründe zılgıt, toplumsal birlik ve dayanışmanın güçlü bir sembolü olarak öne çıkar. Zılgıtın kökenleri, savaş zamanlarında zafer ya da yenilginin duyurulmasından toplumsal olaylara kadar geniş bir yelpazede yer alır. Tarihte zılgıt, savaşçıların zaferlerini duyururken, halkın yaslarını ya da mutluluklarını paylaşma biçimi olarak da kullanılmıştır. Bu bağlamda, zılgıt…

Read More

Üzüm hasadı, bölgemizde yüzyıllardır süregelen bir gelenek olmanın ötesinde, toplumsal dayanışma, kültürel miras ve ekonomik kalkınmanın önemli bir parçasıdır. Bağ bozumu zamanı, ailelerin ve köylerin bir araya geldiği, emeğin ve paylaşımın kutlandığı, geçmişle gelecek arasında bir köprü niteliğindedir. Eylül ve Ekim ayları, bölgemizde bağ bozumu mevsimi olarak bilinir. Üzümlerin olgunlaşmasıyla birlikte, köylerde ve kasabalarda hummalı bir hazırlık başlar. Hasat günü, aile bireyleri, akrabalar ve komşular bağlarda toplanır. Sabahın erken saatlerinde başlayan hasat, gün boyu süren bir dayanışma ve paylaşım etkinliğine dönüşür. Üzüm salkımları, büyük bir özen ve dikkatle kesilir, sepetlere ve kasalara yerleştirilir. Gençler, yaşlıların tecrübelerinden faydalanırken, bağcılığın inceliklerini öğrenirler.…

Read More

Dengbêjlik, Kürt kültürünün en köklü ve önemli geleneklerinden biridir. Yüzyıllardır, Kürt halkı dengbêjler aracılığıyla tarihlerinden, kahramanlıklarından, aşklarından ve toplumsal olaylardan bahseden anlatıları canlı tutmuş ve kuşaktan kuşağa aktarmıştır. Bu araştırmada dengbêjlik geleneğini ve modern dünyadaki yerini inceliyoruz. Dengbêjlik, Kürt halkının sözlü edebiyat ve hikaye anlatıcılığı geleneğidir. Bu terim, Kürtçe’de “ses veren” veya “söyleyen” anlamına gelir ve dengbêjler, toplumsal hafızayı şarkılarla ve ezgilerle yaşatan kişiler olarak bilinirler. Kürtler için dengbêjler, sadece birer şarkıcı değil, aynı zamanda tarih anlatıcıları ve kültürel hafıza taşıyıcılarıdır. Dengbêjler, köy köy gezerek, bir yerden diğerine bu hikayeleri taşıyarak Kürt halkının ortak hafızasını korumuşlardır.Dengbêjlerin ezgileri, sadece sanatsal değil,…

Read More

Aram Dîkran, müziğiyle Kürt halkının duygularını, acılarını ve sevinçlerini dünyaya duyuran büyük bir sanatçıdır. Onun şarkıları, kalplerimizde derin izler bırakmış ve kültürümüzün yaşatılmasında önemli bir rol oynamıştır.Aram Dîkran, 1934 yılında Suriye’nin Qamışlo kentinde bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yaşamı boyunca hem Ermeni hem de Kürt halkının kültürel zenginliklerini bir araya getirerek eşsiz bir müzik mirası yarattı. Müziğe olan ilgisi, genç yaşlarda babasından öğrendiği geleneksel halk ezgileriyle başladı ve bu ilgi, onu halkının sesi olmaya teşvik etti.Aram Dîkran, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda halkların barış ve kardeşlik mesajlarını müzikle ileten bir kültür elçisiydi. İlk albümünü 1966 yılında çıkardı…

Read More